Monday, January 14, 2008

bu tatil de boyle gecti

sayfam cok bos geldi biraz once, renksiz daha dogrusu. degisiklik yapmaya hic hevesim yok ama.

tatile geldigimden beri hic birseye hevesim yok aslinda. bana bu tatilde oldukca, normalden fazla tembelmisim gibi geliyor, ama gecmisle karsilastirmak zor. acaba her tatilde boyle mi oluyor? guya tezime baslayacaktim, is basvurusu yapacaktim. olmadi oyle seyler. hatta babamin vaad ettigi almanya gezisi de vardi, o da yalan oldu tabi. daha dogru duzgun alisveris bile yapamadim. ama bunu dilek'le yakin zamanda telafi etmeyi umuyorum.

bu sefer cok boluk porcuk bir tatil geciriyorum gibi geliyor. 3 haftaya yakin bir zamandir buradayim, ama bir devamlilik hissi yok hic. sanki hic disari cikmadim, gezmedim gibi geliyor. kimseyi de gormedim gibi. oysa gecen kistan daha cok insan gordum sanirim. inanc dernek toplantisi oldu, sirf orada gordugum insanlari saysak bile yeter aslinda. :)

ben bunun en buyuk nedenini biliyorum ama, dilek de amerika'daydi, buraya tatile geldi de ondan. aciklayayim. dilek burada yasarken, gelince onu ariyordum, ve gezme planlarimi onunla yapiyordum hep. o da zaten burada yasadigi icin, rahat rahat benim bir cok planima uyabiliyordu. gunduz gezmeler, aksam cikmalar. oh. ama bu sefer onun da bir programi var tabi. oyle olunca da gonlumuzce gezemedik.

guzel bir sekilde yurtdisinda olanlarimizin cogunun tatilleri biraz cakisti, ben de serkan'i ve tugba gurcanlar'i gormus oldum. hatta alper'i bile yarim saatligine olsa bile gordum. sonra tugbacim geldi, onunla da iki aksam gorustuk, meral de geldi. super oldu aslinda.

yine soylemek lazim ki, kardesimle de artik rahat rahat gezebiliyorum. bu cok guzel birsey. volkan ben ve tugbayla beraber taksime gelip icti bile bu sefer.

bir de, artik her tatilde basima gelen, "of burada yasasam ne guzel olurdu" hissini yasiyorum yine. artik buyutuyorum isi yavas yavas ama. gittigim arkadaslarimin evlerine dikkatle bakiyorum, acaba kiralar ne kadardir diye dusunuyorum, ve soruyorum yer yer. burada yasasam ev arkadasim olur mu, annemlere ne kadar yakin otursam iyidir falan gibi seyler geciyor aklimdan. ama cok laylaylom hayaller bunlar, cunku hic nerede calisirim, nereden para kazanirim gibi seyleri dusunmuyorum.

bu da aklimi kurcalayan en buyuk konu bu aralar. nerede yasamali? amerika'da en azindan 1 yil calisma hakkim var, bunu kullanmak guzel olur. ote yandan avrupa'da cok daha iyi is imkanlari var, ve hic yasamadigim bir yer. bence cok guzel bir deneyim olur avrupa'da yasamak. mesela ispanya. ya da almanya, veya ingiltere. sonra turkiye'ye donmek var tabi. hala 3-5 sonra otede olan bir plan. hep belli bir sure sonra donecem diyorum, plan da otelenip duruyor.

neye gore yapilmali bu secim? acaba bir merkezi, koku oldugunu hisseden insanlar var mi? kendilerini ilistirebilecekleri bir yer, bir nokta, bir insan, ya da insanlar olan? benim icin yok boyle bir sey. boyle birsey ariyorum bu aralar. arkadaslarimin yasadigi yer mi? sevgilimin (olsaydi yani, ve isteseydim bunu gercekten) oldugu yer mi? caner'in hep dedigi quarter life crisis bu olsa gerek. mert'e kalsa mesela, ankara'ya yerlesmekte gec bile kaldim. anneannemse orada kalmami, turkiye'nin beni firsatlar acisindan tatmin edemeyecegi gorusunde. arkadaslarimin bir kismi ispanya'ya git diyorlar, ki biz de seni ziyaret edebilelim. ve, ben daha hic ama hic is aramadim. pof. neyse, kendimi taniyorsam, bu kadar endiselenmenin sonunda aksiyon var, basvurular yakindir.

son olarak, ucuncuye falan mert'in sayfasindaki "savasa gitme oglum" baslikli yaziyi okudum, tuylerim diken diken oldu yine. ne guzel bir yazi, ne guzel seyler soylenmis. herkes okusun bence.