Thursday, November 6, 2008

off

mutsuzum. bir turlu tam olarak cozemedigim bir tatminsizlik var. huzursuzluk. ne eksik, ne yapmam lazim bilemiyorum. atlattigimi sandigim takintilar, kucuk endiseler geri geliveriyor bazen. o zaman hic ilerleyememis, bos yere kendi etrafimda donmusum gibi hissediyorum.

son zamanlarda biri bana nasilsin, ne var ne yok diye sorunca verecek cevap bulamiyorum mesela. cunku yeni birsey yok hayatimda. son konustugumuzdan beri degisen hic. bir. sey. yok. oyle degil tabi, oyle olmamasi lazim. tezimi bir turlu bitiremiyorum. cok utaniyorum kendimden, inanamiyorum. oturup da yazamiyorum bir turlu. ne kadar cok failledigimi anlayacaklar, ne kadar geride oldugumu farkedecekler diye kimseye de soyleyemiyorum tam olarak ne yaptigimi. of ne kadar fena. ama guzel seyler de oluyor tabi.

mesela amerika'daki baskanlik secimlerini cok yakindan takip ettim bu sefer. butun munazaralari izledim, her gun obama'yla ilgili birseyler okudum gazetelerden, herkes gibi ben de sarah palin'e sastim sastim sastim, SNL'de dalga gecilmesine guldum. Tina Fey'e hayran oldum. 30 rock'u bayilarak izledim. Daha bir bayilarak The Wire'in ilk dort sezonunu izledim. (Ne kadar guzel, izlemesi keyifli, derin ve saglam hikayesi olan bir dizi oldugunu burada anlatamam, oturup izlemeniz lazim.) 5. sezonunu izlemedim henuz, tezimi bitirince oturup izleyecem.

gecen haftasonu uzun bir sureden sonra ilk defa new york'a gittim. iyi geldi tabii ki. ben cok seviyorum new york'ta olmayi. kendimi cok rahat, cok hakim hissediyorum. cuma aksami cadilar bayramiydi. sokaklar turlu turlu kostum giymis insanlarla doluydu. bayram gunu istiklal'de yurumek gibi birseydi christopher streetde yurumek. cumartesi gunu amrit'le bir bira festivaline gittik. yaklasik 60 tane biranin tadina baktik. ne lezzetli biralar var! unibrou biralarini cok begendim. biraz pahali diger bira markalarina gore ama icmesi cok keyifli.

bir tower trip icin maine'e gittim 2 aksamligina bir de. sonbaharda buralar cook guzel oluyor, maine de muthisti. irmagin kiyisinda bir evde kaldik, bir aksam suyun kenarinda ates yaktik (ama kimse gitar calmadi).

bir de sonunda araba kullanmayi ogreniyorum! permitimi 1 ay once falan aldim. simdi de 1-2 arkadasin arabasini kullaniyorum ara ara. hala cok geriliyorum kullanirken ama giderek daha cok alisiyorum. bir de arabam olunca istedigim zaman cikip istedigim yere gidebilecegim fikri cok garip geliyor bana. butun planlarini otobus saatlerine ya da diger insanlara gore yapan biri icin ne ozgurluk!

2-3 haftadir odami hic toparlamiyorum, bir de havalar sogudu, kisliklara gecmek lazim. saat simdi 12, ama bu isi bitirmeden yatarsam bir daha ne zaman zaman ayirip yaparim bilmiyorum. sonra da dus alip, kitabimi okuyup uyurum.

of evet, tezim konusunda cok tembel ve sorumsuz davrandigim icin sanirim bu huzursuzluk. su son yazdigim cumle bile bana keyif vermedi.