Friday, July 27, 2007

Sikintili

Dun aksamdan beri adeta hareket etmek istemiyorum. Yorgun degilim fiziksel olarak, ama hic birsey yapasim yok. Ofisten cikip eve gittim dun, Merve'yle biraz konustum, sonra da kosmak icin hazirlanip disari ciktim. Aslinda gecen hafta basladigimdan beri kosma isi kolaylasiyordu gitgide, ama bu sefer ilk gunku kadar bile kosamadim. Eve gelip, resmen zorla dusa girdim. Aksam Ilke'ye gittim is yapmaya ama cenem dustugu icin ne kendim birseyler yapabildim ne de ona is yaptirdim.

Bu sabah da yine oyle hevessizim. Projesini devralip devam ettirecegim cocugun bugun son gunu, ve benim ona sormam gereken sorular var. Ama kalkip da yanina gitmek hic gelmiyor icimden. Tam olarak tembellik de degil bu, cunku su icmek bile istemiyorum, oyle bir hevessizlik yani.

Saat 12 olsun da, yemek yiyeyim sonra da gidip otobuse bineyim istiyorum New York'a giden. Yarin hayatimda ilk defa Broadway'de bir muzikale gidecegim. Amherst'ten, cok da yakin arkadasim olmayan bir cocukla. Ondan once de Amrit'le New York'ta dolasacagiz, bir sergiye gidecegiz.

Merve tercihlerinin cogunu yapmis. Ilk baslarda cok geriliyordu, nasil yapcam ben bunu diye, cunku sistem sanirim daha da cok karismis. Ben hic yardimci olamiyorum cunku ne puanlamadan haberim var, ne de lisede TMci olmadigim icin bolumlerden. Mert ve Erkan'dan yardim istedik ama bilmiyorum onlarla konustu mu Merve. Dersaneye (dershane?) gitti sanirim, oradaki ogretmenlerle konustu. Istanbul, Ankara, Eskisehir, Izmir, Canakkale, Kocaeli, Bursa yazmis. Annem uzaklara gidecek diye cok endiseli. Ben buraya gelirken de bu kadar endiseli miydi acaba?

Iki saatim kalmis gitmeden once, bari gidip cocukla konusayim, ogreneyim bu isler nasil oluyor.

Sunday, July 22, 2007

dogumgunu, havaalani, secimler

Bu yil ilk defa Amerika'daydim dogumgunumde. Her yaz Turkiye'de oldugum icin dogumgunumde de mutlaka orada oluyordum, genelde de annemlerin yaninda. Bu da degisik bir deneyim oldu. Cuma gunu Amrit buraya geldi, onunla bara gittik, biraz ictik, gayet guzel bir aksam oldu. Dun aksam da bizim evde parti vardi. 7-8 kisi oturup ictik aslinda, parti dediysem.. Fotograflari burada.

Nereden aklima geldi bilmiyorum, ama eskiden birileri yurtdisina ucarken ugurlamaya giderdik biz hep. Ya da daha dogrusu, beni ugurlamaya gelen cok olurdu mesela. Hatirliyorum Serkan parlak gelmisti bir kere, ilk giderken ben caner gelmisti. Tugba, Julide falan gelirdi. Gerci Tugbacim istanbul'da olsa yine gelir de. Bir kere Hulya gelmisti. Ya simdi giden gelenler cok artti, ya da artik alisildi gidip gelmelere, o kadar buyuk olaylar olmuyor. Ikisi birden buyuk ihtimalle.

Secimler de bugun yapildi. Hayirli olsun. Bakalim bundan sonra ne olacak? AKP hukumeti kuruyor, ama en azindan iki parti daha var mecliste, sadece CHP'nin muhalefet olmasindan iyidir bence. Bundan sonra neler olacak, cumhurbaskani secimleri mesela, merak icindeyim.

Tatsiz bir yazi oldu bu biraz. Daha eglenceli yazilarla geri donmek dilegiyle.. :p

Sunday, July 15, 2007

he's a fool and don't i know it...

Ne kadar guzel bir sarkidir bu, bewitched, bothered and bewildered, hem de ella fitzgerald'dan:

After one whole quart of brandy
like a daisy, I'm awake
With no Bromo-Seltzer handy
I don't even shake


Men are not a new sensation
I've done pretty well I think
But this half-pint imitation
Put me on the blink


I'm wild again, beguiled again
A simpering, whimpering child again
Bewitched, bothered and bewildered - am I


Couldn't sleep and wouldn't sleep
When love came and told me, I shouldn't sleep
Bewitched, bothered and bewildered - am I


Lost my heart, but what of it
He is cold I agree
He can laugh, but I love it
Although the laugh's on me



I'll sing to him, each spring to him
And long, for the day when I'll cling to him
Bewitched, bothered and bewildered - am I


He's a fool and don't I know it
But a fool can have his charms
I'm in love and don't I show it
Like a babe in arms


Love's the same old sad sensation
Lately I've not slept a wink
Since this half-pint imitation
Put me on the blink


I've sinned a lot, I'm mean a lot
But I'm like sweet seventeen a lot
Bewitched, bothered and bewildered - am I


I'll sing to him, each spring to him
And worship the trousers that cling to him
Bewitched, bothered and bewildered - am I


When he talks, he is seeking
Words to get off his chest
Horizontally speaking, he's at his very best


Vexed again, perplexed again
Thank God, I can be oversexed again
Bewitched, bothered and bewildered - am I


Wise at last, my eyes at last,
Are cutting you down to your size at last
Bewitched, bothered and bewildered - no more


Burned a lot, but learned a lot
And now you are broke, so you earned a lot
Bewitched, bothered and bewildered - no more


Couldn't eat, was dispeptic
Life was so hard to bear
Now my heart's antiseptic
Since you moved out of there


Romance, finis.
Your chance, finis.
Those ants that invaded my pants, finis.
Bewitched, bothered and bewildered - no more


ella fitzgerald, frank sinatra bir de fikret kizilok dinleyerek ders calisiyorum. ya da calisacagim daha dogrusu.

Cok guzel bir haftasonu gecirdim. Burada olmaya alisiyorum yavas yavas, o kadar cok sikilmiyorum artik yani. cuma aksami, sonunda, das Leben der Anderen'i izledim. Cok begendim ama bekledigim gibi degildi hic. Sanirim Alman sinemasi hakkinda onyargilarim var. Ya ikinci Dunya Savasi'yla ilgili olacak, ya Tom Tykwer'in yonettigi, bol bol sembollerin kullanildigi filmlerden olacak ya da Fatih Akin'in filmleri gibi olacak. Bu ucunden de degildi. Aslinda en cok Goodbye Lenin'e (the girl from Ipanema, Sinatra, bu da ne kadar guzeldir, ne kadar insana ic cektirir) benziyordu. Oldukca uzun olmasina ragmen kesinlikle basindan sonuna kadar ilgimi cekmeyi basardi. Sonra cumartesi gunu Ilke ve onun kuzeninin esiyle Boston'a gittim, Shannon'la bulustum. Onunla da son Harry Potter filmini izledik. Mert bana simdi de sutunu ic yat dese bile, ben Harry Potter'i seviyorum. Butun kitaplarini defalarca okudum, filmlerinin de bundan bir onceki disinda hepsini izledim. Son kitabi da buyuk bir heyecanla bekliyorum.

Gectigimiz hafta okumam gereken ama bir turlu okuyamadim 2-3 tane makale var. Bu gece en azindan bir kismini bitirmem lazim.

Son sarki da, What Now My Love, Sinatra.

Saturday, July 14, 2007

Turkiye'de ruzgar santrali

Zorlu holding GE Energy ile birlikte 135 MWlik bir santral kuracakmis Osmaniye'de. Haber burada.

Cok yazmaya zamanim yok simdi ama cok heyecanlandim, cok. Emre'ye de tesekkur ederim bana haber verdigi icin.

Tuesday, July 10, 2007

Being a grad student

Kac zamandir hic yazasim yok buraya. Zaten bugunlerde pek bir seyler yapasim yok. Amherst yazin cok sakin. Aslinda guzel, huzurlu. Ama yapacak az sey var.

En son taa Dalaman tatilinden once yazmisim. Gittik kardesimle tatile, bir guzel eglenip dinlenip geri geldik. Dalaman biraz sikici bir yer, denize kiyisi var ama bizim alistigimiz gibi tatil yeri degil. Biz yillardir Akcay'a gidiyoruz ve bir de ben simdiye kadar orayi begenmiyordum yapacak birseyler yok diye. Dalaman'i gordukten sonra fikrim oldukca degisti tabii ki. Bir gun orada kaldiktan sonra Gocek'e gittik. Gocek de sirin bir yer. Kumsali olmamasi biraz kotu, ama onun disinda gayet hos. Guzel bir carsisi var, oteller nispeten ucuz.

Sonra Istanbul'a donduk. Selim Sesler diye mert sayesinde adini duydugum bir klarnetciyi dinlemeye gittik bir aksam. Tam da ben buraya gelmeden onceydi, o yuzden cok iyi geldi bana. Bol bol dans ettik, ictik eglendik. Bekledigimden daha fazla insan geldi, birsuru kisiyi gormus oldum. En hos kismi da Zehra'yla beraber cok eglenmem oldu.

Buraya gelince de once bir aksam Amrit'te kaldim, cunku Amherst'e giden son otobusu kaciriyordum. Onu gormek de cok iyi geldi. Keske New York'ta biraz daha kalabilseydim. Pazar aksami da Ocean's 13'i seyrettim. Cok eglenceliydi, oldukca begendim. Gerci sinemada izlemeye gerek yok. Simdi Ocean's 12'i izlemek istiyorum. Bir de Harry Potter. Bir de aylardir izlemek istedigim V for Vendetta var tabii. Onu bu aksam evde izlerim buyuk ihtimalle.