Friday, September 28, 2007

ondan sonra

Yazmayali soyle oldu arkadaslar. Gecen haftasonu Boston'a, oradan da Providence'a gittim. Boylece Feryaz, Yunus, Burak ve de (yeni tanistigim, inanctan yeni mezun) Burkay ile birlikte Ekim ve de onun erkek arkadasi Eren'i de gormus oldum. O haftasonundan fotograflar da burada. Amherst'te olmaktan o kadar bunalmistim ki, oraya gitmek, sarki soylemek, raki icmek falan cok iyi geldi.

Gunler cok hizli geciyor, tam olarak ne yapiyorum, onca zaman nereye gidiyor bilmiyorum. Sikayetci degilim aslinda, ama yer yer endiseleniyorum cok anlamsiz seylerle ugrasiyorum diye. How I met your mother dizisinin yeni sezonu basladi, artik bir televizyonumuz oldugu icin, rahat rahat izleyebiliyorum. Yine cok eglenceli, kahkaha atarak izledigim nadir dizilerden. Sonra bir de Heroes basladi yeniden. Yalniz televizyon seyretmenin soyle bir kotu yani var, reklamlarda falan yeni dizileri goruyor insan ve daha da cok oturup izleyesi geliyor. Pushing Daisies diye oldukca ilginc gorunen bir dizi var mesela, haftaya onu da seyredecegim. MIB'nin yonetmeni yapiyor diziyi. Hah, bir de son olarak Sirin (ev arkadasim) sayesinde de Grey's Anatomy izledim ilk kez dun aksam. Takip etmek isteyen varsa, bekleriz, cay icip dizi izlemeye. Ayrica internetten de turk dizilerini takip ediyoruz. Hatirla Sevgili, bir de yeni baslayan Bicak Sirti.

Caner'in facebookta yazdigi bir nota cok takildim. Orhan Pamuk Istanbul'u anlatirken huzun kelimesinden bahsediyor, Caner de inanc icin hasret kelimesini kullanmis. Cagatay da bahsetmis bundan biraz, ingilizcede bu kelimeleri anlatmaya calismak cok zor. Ben Pamuk'un Istanbul kitabini okumadim ama Amrit beni ziyarete gelmeden once Istanbul'a, okumaya baslamisti, o anlatmisti bana bu huzun meselesini. Hasret de oyle bir kelime degil mi, nasil cevirirsin ingilizceye? Longing? Missing? Desiring? Boyle kelimeler beni buyuluyor adeta. Gonul de oyle bir kelime, can da, gurbet de...

9 ekimde sertab erener & fahir atakoglu konseri var new york'ta. Sirin'le beraber gidiyoruz. Hatta 1 gun onceden gidip new york'ta da gezecegiz. en son new york'ta gittigim konser, su jazz made in turkey festivaliydi ve yillar onceydi. oldukca heyecanliyim.

bir de, yaklasik 2 saattir ofiste bilgisayar basinda oturuyorum ama hic is yapmis degilim.

No comments: