Thursday, May 17, 2007

Stumbling on happiness

Bu kitabi okumaya basladim bu aralar. Simdilik insanlarin gelecekle ilgili planlar yapabilen, project edebilen tek tur oldugundan bahsediyor. Gelecekle ilgili olaylari kontrol etmeyi sevdigimizi, ve bunun da iki nedeni oldugunu soyluyor. Ilki, kontrol etme hissinin bize mutluluk vermesi. Deneyler yapilmis bununla ilgili. Mesela, iki grup psikoloji ogrencisi, bir yaslilar evindeki iki grup insani ziyarete gelmisler bir sure. Bir gruptaki yaslilar, bu ziyaretlerin zamanlarini ve surelerini kendileri belirliyormus (yarin saat 11de gel, bir saat kal.), diger gruptakilere ise ogrenciler soyluyormus. (yarin saat 11de gelecegim ve bir saat kalacagim.) Ilk gruptaki insanlar, bir sure sonra, daha az ilac almaya ve kendilerini daha iyi hissetmeye baslamislar. Ama, deney bittikten ve ogrenciler ziyarete gitmeyi biraktiktan sonra, yine bu ilk gruptaki insanlarin beklenmedik kadar cok bir kismi olmus. Yani sahip olduklari kontrolu kaybedince, hic kontrol sahibi olmayanlardan daha kotu bir duruma dusmusler.

Baska bir nedeni de, gelecegi kontrol etmek istememizin, simdiki halimizle, gelecekteki halimizin ne istedigini bildigimizi sanmamiz. Yazar (Daniel Gilbert, Harvard'da psikoloji hocasi) bunun yanlis bir neden oldugunu soyluyor. Ama daha neden oldugunu anlattigi kisma gelmedim.

Sabah ise ya da derse gitmek zorunda degilim bu hafta, o yuzden iki gundur oldukca gec geliyorum ofise. Bu sabah uyandim, how I met your mother izledim bir bolum, sonra kahvalti ettim, sallana sallana geldim yani. Buraya gelince de, Tugba'yla o cikmadan biraz muhabbet. Daha gazetelere de bakmadim. Sonra Ilke'yle oglen yemegi. Anca 1 gibi derse otururum herhalde.

Normalde oldukca sessiz, az konusan biri olarak, bu kadar cok yazmam ne garip. Bastirilmis bir gevezeyim ben aslinda. :)

Mertcimin askerligi bugun bitti. :) Simdi tahminen Bursa yollarindadir.

Yarin Begum'un partisi var. Oyle bir havadayim ki, bu bile neselendirmiyor beni. Galiba buralardan sikildim ben. Bir de her haftasonu gezdikten sonra uzun bir sure, surekli Amherst'te olmak tekduze geldi. Aslinda Amherst'u seviyorum, okula gelirken onu dusundum. Gelenler biliyor, kucucuk bir kasaba ama, 4-5 tane independent kitapcisi, 3 tane oturup ders calisabilecegin kafesi, birsuru guzel restorani, iki adet dondurmacisi var. Ayrica, kiliselerinden en az iki tanesinin kapisinda gokkusagi bayragi (rainbow flag, turkce'de de var mi ki?) asili. Bir de, pazarlari filistin yanlisi protesto yapan insanlar oluyor arada. Ya da stop war yazili pankartlar tasiyan yasli teyzeler oluyor ana caddede.

9 haziranda Inanc'a gidiyorum bu arada kesin. Sabah Gul'u havaalanindan aliyoruz Yasemin ve Ozge'yle, oradan da okula. Geri donus isini halletmek lazim ama. Zaten jet lagged olacagim icin, gece uyumamak sorun olmayacak, bol bol disarida oturup muhabbet edebilecem. Ama eve dondugumde yorgunluktan olmus olurum herhalde.

1 comment:

Anonymous said...

kitabın ilerki bölümünün devamını da yazaydınız iyidi :)yine de tşkler