Havalar birdenbire isindi. Yani oyle bahar havasi falan degil, resmen temmuz ayinda Istanbul'un ortasindaymiscasina sicak. Bugun otobus beklerken sacima biraz su doktum, korktum yani. Ama aksamustu cok guzel oluyor. Yazlik havasina da girdim. Masayi balkona cikardim, sort falan da giydim, balkonda ders calisacam birazdan.
Salidan beri hayat pek bir guzel gidiyor. Sali gunu sonunda RAlik aldim. Temmuz itibariyle para kazanmaya basliyorum. O kadar rahatladim ki anlatamam. Labde calisanlardan biri, Lynn, geldi basimda durdu, bense hic orali olmuyorum cunku genellikle Fred'le isi onun. Sonra kontrati bana uzatti. Meger benim icin gelmis. Heyecanla imzaladim, sonra sevincle birilerine anlatmak istedim. Internette Sirin vardi, once ona bir gaz anlattim. O da bir sunum icin hazirlaniyormus, zamanini almis oldum gece gece, ama buradan tekrar tesekkur ediyorum beni dinledigi icin. Sonra bir de Burak vardi, ona da anlattim. Birsuru insana da mail attim. Aksam eve geldigimde de yan komsular mangal yapiyorlardi, beni cagirdilar. Bahcede futbol oynadik, bira ictik ve hamburger yedik. Sonra da Ilkecigime ders calismaya gittim.
Dun de guzel bir gundu. Kutuphanedeki supervizorume mayistan sonra orada calisamayacagimi soyledim. Aslinda cok sikilmaya baslamistim isten. O kadar bos geliyor ki. Mesela, sirayla kutuphanedeki butun raflari tariyoruz, butun kitaplar olmasi gereken yerde mi diye. Aslinda neden yaptigimizi anliyorum ama yine de benim burada ne isim var diye isyan etmeden duramiyorum. Kutuphanecilik cok detay isteyen bir is. Diyordum ki, sikilmaya baslamis olsam bile uzuldum oradan ayrilacagima. Cunku ben universitenin ilk yilindan beri kutuphanede calisiyordum. Arada eski supervizorum geliyor, onunla gulup konusuyoruz. Ama yine de cok mutluyum tabii ki.
Bir de dun aksam, Ilke'den donerken yine, hava o kadar guzeldi ki. Serindi ama usutecek kadar degil. Tam boyle bir yaz aksaminda, sahilden eve donuyormus gibi hissettim kendimi. Birilerini arayip, sanki Akcay'dayim diye anlatmak, onlarin da beni anlamasini istedim ama, Muge'yi, Merve'yi, Tugba'yi ya da Beste'yi arayamayacagima gore, kendi kendime eglenerek eve geldim.
Bugun de, hatta bir saat icinde falan, Korkuyorum Anne adli filmi izlemeye gidiyorum. Aslinda finaller falan var ama, iyice yogunlasmadan bir gideyim, egleneyim bakalim. Zaten bugun saliya olan gunes enerjisi odevimi bitirdim. Bu kadar gun onceden odev bitirmeyeli o kadar cok oldu ki.
O zaman ben balkona.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
yok meltem'cim rahatsiz etmis olmadin beni. merak etme yani. :o)
tekrar tebrikler seker! istanbul'a geldiginde adamakilli kutlariz artik.. hadi opuyorum cok!
Post a Comment